7 Temmuz 2009 Salı

osmanli sultaninin petrol ongorusu

Emine Dolmaci nin haberi||Osmanli Imparatorlugu son dönemlerini yasamaktadir; hem ekonomik olarak hem de toprak bütünlügü açisindan sikintilidir. Bu ortamda isi sansa birakmak istemeyen Sultan 2. Abdülhamid, Musul, Kerkük ve Bagdat basta olmak üzere ülkedeki petrol yataklarini özel mülkü haline getirir. Bu sekilde, petrol kaynaklarini korumaya alir. Daha sonra arastirmalar yaptirarak bölgenin bir petrol haritasini çikartir.||Bir petrol kuyusu açmak için yüzlerce metre yerin altina inmek gerekiyor, hatta bu derinlik bazen bin metreleri buluyor. Durum böyleyken bundan yüz yil önce petrol gölleri denebilecek kadar yüzeyde petrol kuyulari bulunuyormus. Bunu Sultan 2. Abdülhamid dönemine iliskin yapilan arastirmalardan ögreniyoruz. Bundan daha önemlisi ise, `Osmanli petrolün ne oldugunu bilmiyordu, bu yüzden zengin petrol yataklarinin yer aldigi topraklari Batili güçlere kaptirdi.` yönündeki iddiayi tamamen çürütecek bir bilgi. Çünkü, bu bölgelere özel bir önem veren 2. Abdülhamid, Musul-Kerkük ve Bagdat taki petrol yataklarinin haritasini çikarmis ve üzerine isletmeler kurmustu. Onun bölgeyi korumak için buldugu zekice yöntem ise bu topraklari özel mülk haline getirmesiydi. 1880 yilindan baslayarak, tüm petrol yataklarini kisisel mülküne katan padisah, ancak 1908 de Ikinci Mesrutiyet in ilani ile birlikte bunlari Hazine ye devreder. Doç. Dr. Arzu Terzi nin hazirladigi, Bagdat-Musul da Abdülhamid in mirasi Petrol ve Arazi isimli çalismada bu haritalar ilk kez yer aliyor. Timas Yayinlari tarafindan çikarilan kitapta, bu bölgedeki yataklar ve isletmelere ait pek çok fotograf da bulunuyor.||Düveli muazzama olarak anilan dönemin büyük güçlerinin Bagdat-Musul bölgesindeki petrole ilgisinin artmaya baslamasiyla, bölgedeki zengin petrol yataklarini içine alan önemli arazi parçalarinin Osmanli tarihinde ilk kez bir padisahin, Sultan 2. Abdülhamid in sahsi mülkü haline getirilmesi ayni döneme denk gelir. Osmanli hem maliyesi hem de toprak bütünlügü açisindan sikintili günler yasamaktadir. Ekonomik olarak disa bagimlidir ve girdigi savaslarla da toprak kaybina ugramaktadir. Musul ve Bagdat taki yer alti ve yer üstü zenginliklerinin önemine vâkif olan ve bu topraklarin siyasi önemini de göz ölüne alan Padisah 2. Abdülhamid iste bu sebeple bölgedeki petrol yataklarinin korunmasi için özel bir çare arar. Bu topraklarin hem toprak kaybindan hem de yabancilara taninan isletme imtiyazlarindan etkilenmemesi lazimdir. Bunun için en ideal çözümü de, bu topraklari özel mülkü arasina katmakta. Bunu, 29 Nisan 1888 tarihli bir emlak-i hümayun defterinden ögreniyoruz. Bu defterde 1880-81 yillarindan itibaren düzenlenmis olan belgeler yer aliyor. Yine bu deftere göre, padisahin Osmanli tahtinda bulundugu süre içinde emlak-i hümayununa dahil edilen arazilerin yüzde 44 lük kismi Bagdat ve Musul vilayetlerinde bulunuyor. Bu arazi, 17 milyon 770 bin 363 dönümü Musul vilayetinde, 6 milyon 235 bin 160 dönümü ise Bagdat vilayetinde olmak üzere toplam 24 milyon 5 bin 528 dönüm olarak belirleniyor.||Hem iç hem dis politika||Padisah in Musul ve Bagdat taki zengin arazileri özel mülkü haline getirmesiyle, pek çok ülkenin bu araziler üzerindeki girisimleri de basliyor. Ancak bu bölgeler padisahin özel mülkü oldugu için Almanya, Hollanda, Fransa basta olmak üzere pek çok ülkeden gelen teklifle bizzat padisah kendisi ilgileniyor. Hatta bu dönemde, güven telkin etmedigi için Almanlarla yapilan bir sözlesme iptal edildigi için sikintilar yasaniyor. Ayni süre içinde diger devletlerden ümidini kesen Sultan 2. Abdülhamid, Japon hükümetinden petrol uzmani isteyerek bu ülkenin dikkatlerini bölgeye çevirmeye çalisiyor. Bu bölgeyi durumdan habersiz olarak vermek bir yana uzun yillar mücadele eden 2. Abdülhamid in bu davranisinin ülke içindeki politika açisindan da baska bir yönü bulunuyor. Bu padisaha göre, bölge halkinin büyük bir kismini olusturan ve yüzyillardir bir türlü boyun egdirilemeyen asiretlerin boyun egdirilmesi için de önemli bir yoldur. Bunu da içerideki karisikliklara karsi bir politika olarak elinde bulunduruyor.||Iskenderun u kaybedince ögrendi||Sultan 2. Abdülhamid bu bölgelerdeki kiymetli arazileri özel mülküne almakla da kalmiyor. Bölgenin varliklari, padisah mülküne geçtikten sonra yapilan arastirmalarla tüm degerleri tespit ediliyor. Bunun üzerine de gerekirse isletme imtiyazlari da özel mülk haline getiriliyor. Petrolün önemine vakif olan Sultan 2. Abdülhamid ve hazine bakanlari sadece Musul ve Bagdat taki arazilerle ilgilenmeyip, ülkenin çesitli yerlerindeki petrol yataklarini yabancilardan önce ele geçirmeye çalisiyorlar. Bunun tek istisnasi ise Iskenderun petrolleri oluyor ve bu kaybin Padisah a deneyim kazandirdigi belirtiliyor. Zira burasi devlet mülkü iken yerli sermayedarlara çikarma ve isletim lisansi veriliyor. Ancak baglayici hükümlerin de zayifligi nedeniyle kisa sürede bu yerli firmalar Ingiliz ve Alman ortaklarina sirketi devrediyorlar. Bu olaydan sonra tecrübe kazanan padisah, sadece Musul ve Bagdat vilayetleri ile ilgilenmekle kalmiyor, Van gölü petrolleri, Yanya vilayetindeki Senice petrol madenleri ve Ferecik petrollerinin imtiyazlarini da Hazine-i Hassa Nezareti ne aliyor.||Musul ve Bagdat vilayetleri üzerinde israrla duran Padisah 2. Abdülhamid in bu bölgeleri özel mülkü haline getirmesinden sonra yine bu bölgeler için çikardigi bir nizamname bulunuyor. Padisah, Musul vilayetindeki petrol yataklarinin mülk ve isletme belgesini Subat 1889 da, Bagdat vilayetindeki petrol yataklarinin mülk ve isletme belgesini ise 19 Eylül 1898 de almis. Sultan 2. Abdülhamid in Fransiz maden mühendisi Jakraz a hazirlattigi Musul vilayetindeki petrol yataklarinin isletiminin modernlestirilmesi için yapilmasi gereken masraflari gösteren kesif defteri de bulunuyor.||Zaman-Pazar

Yatak Seti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder